Emtia Fiyat Bülteni 2022’11

Değerli Meslektaşlarımız,

 

 

TÜSMOD Emtia Fiyat Endeksi 2022 yılı Ekim ayında 405.86 olarak, bir önceki aya göre %2.54 artarken, bir önceki yılın Aralık ayına göre %71.31 artış ve bir önceki yılın aynı ayına göre %94.64 artış gösterdi.

 

 

CPO Ankara Satınalma ve Tedarik Zinciri Zirvesi, üst kurum kimliği ile hareket eden TÜSMOD tarafından 22 Ekim’de Ankara Sanayi Odası’nda düzenlendi. Zirve’de, KOBİ’lerimizi uluslararası tedarik zincirilerine taşıyacak olan “Buy from TÜRKİYE” projesi büyük ilgi gördü. TÜSMOD tarafından geliştirilen proje, bir yandan ihracatımızın artmasını sağlarken, bir yandan da satınalmaları yerel firmalara yönlendirdiği için ithalatın azalmasına destek oluyor. TÜSMOD bir sonraki CPO zirvesini 10 Aralık’ta CPO EGE başlığı ile İzmir’de gerçekleştirecek. Meslektaşlarımızı ilgilendiren diğer haberleri emtia fiyat gelişmeleri ve global resesyon beklentileri altında iki ana grupta toplayabiliriz :

Dünya haberine göre, Uluslararası piyasalarda ‘yüksek faiz’ acısı derinleşiyor. Fed’in agresif faiz artırımlarının yol açtığı güçlü dolar, yüksek tahvil faizi furyası yılın ikinci yarısında borsalara ve emtia piyasalarına satış getirdi. Fed’in yarın sona erecek toplantısında beklenti 75 baz puanlık bir artışla politika faizinin yüzde 4.00 seviyesine çıkması yönünde. Yatırımcının kafasında ise şu soru var; “Peki Fed ne zaman havlu atacak?” Uzmanlara göre yanıt petrol ve emtia fiyatları biraz daha gevşediği zaman. Fed, bu yılın başlarında enflasyondan “geçici” olarak değerlendirmeyi bir kenara bıraktı ve fiyatları kontrol etme konusunda harekete geçerek faiz oranlarını mart ayından bu yana 300 baz puan artırdı. S&P 500 borsa endeksi mart sonundan bu yana değerinin yaklaşık yüzde 20’sini kaybetti. Emtiaya bakıldığında bazı metaller yılın zirvesine göre yüzde 30’a yakın kayıp verdi. Petrol fiyatları mart ayında 125 doları aşmışken, 95 dolar bandına çekildi. Ancak fiyatların halen yılbaşına göre yüksek olması, enflasyon söz konusu olduğundan ekonomisini bile riske atmaktan geri durmayan Fed’in frene basmasını engelliyor. Emtia fiyatlarını izleyen S&P GSCI Endeksi yılbaşından bu yana %25’ten fazla yukarıda iken, Brent petrolünün fiyatı sene başına göre %22 yüksek. Petrol düşerse Fed çark eder. Merkez bankasının enflasyona karşı zafer ilan etmesine ve ayağını gazdan çekmesi için petrol ve emtia fiyatlarında gerileme olması gerektiği belirtiliyor. Global Pro Traders CEO’su, kısa süre önce yaptığı açıklamada, bunun çok da uzak bir ihtimal olmadığını söyledi. Emtia fiyatlarında son zamanlarda yaşanan yavaşlamanın, örneğin kereste, tahıl ve ana metaller ve pamuk gibi ürünlerde yaşanan gerilemenin maliyetleri aşağı çekerek tüketici fiyatlarına yansıması bekleniyor. Uzmanlar ayrıca yatırımcıların özellikle petrol fiyatlarını yakından gözlemlemesi gerektiğini söylüyor. Gerçekleşebilecek daha düşük ham petrol fiyatları uzmanlara göre Fed’in para politikası yönünü değiştirebilir. Genel anlamda emtialar, ama özellikle ham petrol en önde gelen enflasyon göstergelerinden biri olarak biliniyor. Ham petrolde yaşanacak bir düşüş Fed’in sıkılaştırma politikasını yavaşlatacak bir unsur olarak gösteriliyor. 2018 ve 2020 yıllarında Fed’in şahin para politikasından çark etmesinin sebebi ham petrol fiyatlarında görülen keskin düşüşler olmuştu. Önümüzdeki yılın emtia fiyat beklentilerine bakıldığında genel görünüm çok da iyi gözükmüyor. Küresel durgunluk eğilimi ve düşen para arzı emtia fiyatların baskılayabilir. Uzmanlara göre bu durum ABD Merkez Bankası’nın politikasını ters yönde değiştirebilmek adına bir zemin yaratabilir. Bununla birlikte, Küresel enerji fiyatlarındaki artış ve resesyon endişeleri üretim üzerinde baskı yaratsa da metal alımı yapmak için ödenen primler Avrupa’da ciddi bir artış gösteriyor. Zira alıcılar, Rus metaline kapıların kapanacağı korkusuyla kesenin ağzını açmak zorunda kalıyor. Özellikle bakır için ödenen primlerin rekor seviyeye çıkacağı öngörülüyor. Londra Metal Borsası (LME) tarafından Rus madencilik sektörüne yönelik olası yaptırımların küresel metal sektöründe şok etkisi yaratacağını belirtiliyor. Rus bakırının Avrupa’da önemli bir payı var. ABD Jeolojik Araştırması’na göre, Rusya geçen yıl dünya toplamının yaklaşık yüzde 3.5’ini oluşturan 920 bin ton rafine bakır üretti. Rus bakırı almama eğiliminin devam edebileceği ve buna yaptırımların da eklenmesiyle Rus bakırının oyunun dışında kalmasıyla primlerin giderek yükseleceği belirtiliyor. Nitekim, bakır üreticileri Aurubis ve Codelco, Rus metalinin yerini alarak Avrupa’da pazar payı elde etmeyi amaçlıyorlar. Avrupalı bakır alıcılarının da gelecek yıl metallerini almak için çok daha fazla ödeyecekleri hesaplanıyor. Alman üretici Aurubis, 2023’teki vadeli teslimatlar için LME peşin fiyatı üzerinden ton başına 228 dolar talep edecek ve bu, bu yılki 123 dolara göre yüzde 85’lik artış anlamına geliyor. Şili devi Codelco ton başına 235 dolarla primleri daha da yukarı çekerken, Avusturyalı Montanwerke Brixlegg düşük karbonlu bakır için 295 euro (289 dolar) primle çıtayı iyice yukarı çekti. Aurubis, primdeki artışı yüksek navlun ve enerji maliyetleri ile düşük görünür bakır stoklarının bir kombinasyonunu olarak açıklamasına karşın, prim artışlarının altındaki neden Rus markalarına alternatif arayışı olarak değerlendiriliyor. Diğer taraftan LME’nin de Rus metaline yasak getirmesi gündemde. ABD’den ithalat yasağı veya Rus tedariklerini yönelik cezalar içeren tarifelerin de dahil olduğu yaptırımlarda en önemli seçeneklerden birinin United Co. Rusal International’ın hedef alınması olduğu belirtiliyor. Goldman Sachs analistleri geçtikleri bilgi notunda “Rus alüminyumuna karşı bir yaptırım senaryosunda, batı alüminyum piyasası aşırı sıkılaşmaya maruz kalacak” derken fi yatların çok daha yükseleceği ve Çin’den daha fazla yarı işlenmiş alüminyum ihraç edileceği tahmininde bulundu. Rusya, Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci alüminyum tedarikçisi konumunda bulunuyor.

AA haberine göre, Emtia piyasası satış baskısından kurtulamıyor. Jeopolitik risklerdeki artış, Çin’de Kovid-19 salgını kapsamında devam eden “sıfır vaka” uygulaması ve enerji krizi nedeniyle yaşanan enflasyonist endişeler gündemin odağındaki yerini koruyor. Merkez bankalarının uyguladığı para politikalarının resesyona yol açacağı uyarıları da giderek yaygınlaşıyor. Söz konusu gelişmelerle emtia piyasasında negatif bir seyir izlenirken, dolara olan talep de gücünü koruyor. Ekim ayı ABD enflasyon verileri, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bu yılın kalan iki toplantısında faiz oranlarını yeniden önemli ölçüde artıracağı ve büyümeyi yavaşlatacağı beklentilerini destekledi. Banka’nın kasım ayı toplantısında 75 baz puanlık faiz artışına gideceği ihtimali %98’e yükselirken, 100 baz puanlık artırım beklentileri de fiyatlamalara girdi. Öte yandan, daha önce 50 baz puanlık artırım beklenen Fed’in aralık toplantısına ilişkin fiyatlamalar da 75 baz puan üzerinde yoğunlaştı. ABD’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), eylülde aylık bazda %0,4 ve yıllık bazda %8,2 ile beklentilerin üzerinde artış kaydetti. Analistler, enflasyonist baskıların ekonomileri yavaşlatacağı ve talebi azaltacağına yönelik endişelerin emtia piyasasında etkisini sürdürdüğünü ifade etti. Metallere de genel olarak aşağı yönlü bir seyir hakim oldu. Tezgah üstü piyasada bakır %0,9 ve kurşun %1,4 değer kazanırken, nikel %4,2, çinko %1,6 ve alüminyum %0,6 değer kaybetti. Beyaz Saray’ın Rus alüminyumuna yaptırım uygulayacağına dair haberlere karşın yüksek enerji fiyatlarından dolayı talebin azalmasıyla alüminyum fiyatları geriledi. Fiyatlardaki düşüşte, dünyanın en büyük petrol ithalatçısı Çin’deki ekonomik aktivitenin yavaşladığına dair haber akışı etkili oldu. Çin ekonomisindeki yavaşlama, çok sayıda merkez bankasının yüksek enflasyonla mücadele için faiz oranlarını artırmasıyla tetiklenen küresel durgunluk ve talep düşüşü endişelerini kuvvetlendiriyor. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), yayımladığı aylık petrol piyasası raporunda, küresel petrol talebine ilişkin artış öngörüsünü aşağı yönlü revize ederken, dünyanın en büyük petrol üreticisi ve tüketicisi ABD’nin ham petrol stoklarındaki artış öngörüsü de talep endişelerini destekledi ve fiyatları aşağı yönlü baskıladı.

TRT Haber’e göre, IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nun ekim sayısını “Geçim Kriziyle Mücadele” başlığıyla yayımladı. Uluslararası Para Fonu (IMF), bu yıla ilişkin küresel ekonomik büyüme beklentisini %3,2 olarak korurken, gelecek yıla dair tahmini %2,9’dan %2,7’ye düşürdü. IMF, Türkiye ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme beklentisini ise %4’ten %5’e çıkardı. Küresel ekonominin bir dizi çalkantılı zorluk yaşadığı vurgulanan raporda, yüksek enflasyonun, çoğu bölgede sıkılaşan mali koşulların, Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaşın ve COVID-19 salgınının ekonomik görünüm üzerinde ağır bir baskı oluşturduğu kaydedildi. Raporda, enflasyonun hedefe düşürülmesi amacıyla salgın sırasında benzeri görülmemiş bir destek sağlayan para ve maliye politikalarının normalleşmesinin talebi soğuttuğu belirtilerek, ekonomilerin büyüyen bir kısmının büyümede yavaşlama veya tam bir daralma içinde olduğu aktarıldı. IMF Şefi Ekonomist Pierre-Olivier Gourinchas, “Avrupa üzerindeki enerji şoku geçici değil. Büyük ekonomiler daha fazla oyalanmamalı, en kötüsü henüz yaşanmadı. 2023’te Almanya ve İtalya resesyona girecek” ifadelerine yer verdi. Euro Bölgesi ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahmini %2,6’dan %3,1’e yükseltilirken, 2023 yılı tahmini %1,2’den %0,5’e düşürüldü. Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinden Almanya’nın 2022 yılı büyüme tahmini %1,2’den %1,5’e, Fransa’nın %2,3’ten %2,5’e, İtalya’nın %3’ten %3,2’ye ve İspanya’nın %4’ten % 4,3’e çıkarıldı. Almanya ve İtalya ekonomilerinin gelecek yıl ise sırasıyla %0,3 ve %0,2 daralacağı tahmin edilirken, gelecek yıla ilişkin büyüme beklentileri Fransa için %1’den %0,7’ye ve İspanya için %2’den %1,2’ye düşürüldü. Bu yılın ilk yarısında daralma gösteren ABD ekonomisinin 2022 yılına ilişkin büyüme beklentisi %2,3’ten %1,6’ya indirildi. Ülke ekonomisinin 2023 yılı büyüme tahmini ise %1 olarak korundu. İngiltere’nin 2022 yılı büyüme tahmini %3,2’den %3,6’ya yükseltilirken, 2023 beklentisi %0,5’ten %0,3’e çekildi. Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülke ekonomileri grubunda ise Çin’in bu yıla ilişkin ekonomik büyüme beklentisi %3,3’ten %3,2’ye indirildi. Çin ekonomisinin 2023 yılı büyüme tahmini de %4,6’dan %4,4’e çekildi. Hindistan ekonomisinin bu yıla dair büyüme beklentisi %7,4’ten %6,8’e düşürülürken, gelecek yıla ilişkin büyüme tahmini %6,1 olarak sabit bırakıldı. Rusya ekonomisinin ise bu yıl %3,4 ve gelecek yıl %2,3 küçüleceği tahmin edildi. IMF, temmuz ayındaki tahminlerinde Rusya ekonomisinin 2022’de %6 ve 2023’te %3,5 daralacağını öngörmüştü. Bu revizyonlarla yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülke ekonomilerine yönelik büyüme beklentisi 2022 için %3,6’dan %3,7’ye çıkarılırken, 2023 için %3,9’dan %3,7’ye çekildi.

Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.

 

Bundan sonraki kısım sadece kayıtlı meslektaşlarımıza açıktır. ÜCRETSİZ Kayıt için tıklayınız…

This content has been restricted to logged in users only. Please login to view this content.

Tüm meslektaşlarımıza TÜSMOD Ailesi olarak başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

TÜSMOD Yönetim Kurulu

TUSMOD Admin Haberler , , , , , , ,

Facebook Twitter Google+ Whatsapp

Yorum yaz

Yorum yapabilmek için buradan üye girişi yapınız.

CALL ME
+
Call me!
Choose your language »