Değerli Meslektaşlarımız,
TÜSMOD Emtia Fiyat Endeksi 2020 yılı Eylül ayında 141.23 olarak, bir önceki aya göre %1.43 artarken, bir önceki yılın Aralık ayına göre %7.15 artış ve bir önceki yılın aynı ayına göre %9.06 artış gösterdi.
Yılın son çeyreğine girerken, yeni bir tedarik riski ile karşı karşıya kaldık. Bir yandan ana üreticilerin artan siparişleri, diğer yandan kapasite sorunu yaşayan tedarikçiler. Uzun zamandan beri ilk kez aşırı sipariş kaynaklı oluşan kapasite sorunu, tedarik kesintilerine yol açıyor. Üretim sektöründeki bu yoğunlaşma her alanda görüldüğü için, tedarikçilerin farklı yerlerden kapasite kullanma imkanları da oldukça azalmış durumda. Diğer önemli bir nokta ise, ortada bir mücbir sebep olmadığı için resmi bir açıklama yapılamaması. Tedarikçilerinizden bu şekilde bir mücbir sebep bildirimi gelmediği için müşterilere de bir mücbir sebep bildirimi yapılamıyor. Ancak, bir adım atmazsanız, ciddi hat durdurma cezaları ile karşılaşabilirsiniz. Şu dönemde yapılması gereken, öncelikle müşteriler ile iletişimin arttırılarak, önceliklendirmelerin yapılması ve buna göre tedarikçiler tarafındaki önceliklerin belirlenmesidir. Mesai veya ilave vardiya şansı olan tedarikçileriniz, bu baskıyı bir nebze yönetebilir. Ancak, bir süre sonra hammadde tedarik sorunları ile karşı karşıya kalabilir. Bu sebeple, hiç vakit kaybetmeden, tedarikçilerinize öncelik sırası vermeniz, kapasitenin ve mevcut hammaddenin de verimli kullanılması açısından hayati önem taşımaktadır. Tüm meslektaşlarımıza, bu zor dönemde iletişimi arttırmalarını tavsiye ederken, kolaylıklar dileriz.
AA haberine göre, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Ara Dönem Ekonomik Görünüm Raporu’nu Eylül ayında yayımlandı. OECD, küresel ekonomik görünümün yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle son derece belirsiz kalmaya devam ettiğini belirterek, haziranda %6 olarak açıkladığı küresel ekonomide küçülme tahminini %4,5’e düşürdü. Raporda, Kovid-19 salgınının ekonomiler ve toplumlar üzerinde önemli bir yük oluşturduğu belirtilerek, 2020’nin ikinci çeyreğinde küresel üretimin 2019’un sonuna göre %10’un üzerinde düşüş gösterdiği kaydedildi. Salgın nedeniyle küresel ekonomide belirsizliğin yüksek kalmaya devam ettiği vurgulanan raporda, ekonomik toparlanmanın gücünün ülkeler ve sektörler arasında önemli ölçüde farklılıklar gösterdiği aktarıldı. Salgında ekonomik faaliyetlere kısıtlama getirilmesinin ulusal değil, yerel olarak devam edeceği tahminine yer verilen raporda, Kovid-19’a karşı bir aşının 2021’in sonlarına kadar yaygın olarak mevcut olmayacağının varsayıldığı belirtildi. Raporda, Kovid-19 salgınında küresel üretimde düşüşün beklenenden daha az olduğuna vurgu yapıldı. OECD, 2021 için ise büyüme tahminini %5,2’den %5’e çekti. Raporda, 2020’de Türkiye, Çin, ABD ve Avrupa ekonomileri için yukarı yönlü, son haftalarda Kovid-19 salgınından en fazla etkilenen ülkeler olan Arjantin, Hindistan ve Meksika ekonomileri ise aşağı yönlü revizyon yapıldı. Daha önce ikinci dalganın yaşanmayacağı senaryosunda 2020 için %7,3 olarak açıklanan ABD ekonomisinin küçülme tahmini %3,8’e indirilirken, 2021’de ülke ekonomisinin %4 büyüyeceği öngörüldü. Avro Bölgesi için 2020’de öngörülen %9,1 küçülme tahmini %7,9’a düşürüldü, gelecek yıl ise %5,1 büyüme öngörüldü. İngiltere’nin, OECD ülkeleri içinde en fazla küçülen ülkelerden olması bekleniyor. Ülke ekonomisi için 2020 yılı küçülme tahmini %11,5’ten %10,1’e çekilirken, gelecek yıl %4 büyüme olacağı varsayılıyor. Çin ekonomisine yönelik bu yıl için daha önce %2,6 olarak açıklanan küçülme tahmini, %1,8 büyüme olarak revize edildi. Çin ekonomisinin gelecek yıl 1,2 puanlık artışla %8 büyüyeceği öngörülüyor. Daralma tahmini Hindistan için %3,7’den %10,2’ye, Meksika için %8,5’ten %10,2’ye ve Arjantin için %8,3’ten %11,2’ye çıkarıldı. OECD raporunda, Türk ekonomisine yönelik haziranda bu yıl için %4,8 olan daralma tahmini %2,9’a düşürüldü. Türk ekonomisinin 2021’de ise %3,9 büyüyeceği tahminine yer verildi. Küresel ticarette bu yılın ilk yarısında %15 düşüş görüldüğü belirtilen OECD raporunda, iş gücü piyasasının; çalışma saatlerinde kısalma, iş kayıpları ve işletmelerin zorunlu olarak kapatılmasından dolayı ciddi şekilde etkilendiği vurgulandı. Raporda, “Kovid-19 krizinin hanehalkı ve şirketler üzerindeki etkisini azaltmak için tüm ekonomilerde görülen hızlı ve etkili politika desteği olmasaydı üretim ve istihdamdaki daralma önemli ölçüde büyük olacaktı.” denildi. Çoğu ekonomide, gelecek yılın sonunda üretim seviyesinin 2019’un altında kalacağının tahmin edildiği raporda, bunun salgının uzun süreli etkisine vurgu yapıldı. Raporda, Kovid-19 salgınının daha güçlü bir şekilde yeniden canlanması ve daha sıkı karantina önlemlerine başvurulması halinde bunun gelecek yıl küresel büyümeyi 2-3 puan aşağı çekeceği konusunda uyarıda bulunuldu. OECD Başekonomisti Laurence Boone, raporun sunumunda, dünyanın, ağır bir sağlık krizi ve İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en dramatik ekonomik yavaşlamayla karşı karşıya olduğunu vurguladı. Boone, “Bunun (sağlık krizi ve ekonomik yavaşlama) ne zaman biteceği henüz belli değil ancak politika yapıcıların güven oluşturmaya yardımcı olmak için yapabileceği çok şey var.” ifadesini kullandı. 2008 finansal krizinden sonraki gibi hükümetlerin maliye politikasını çok çabuk sıkılaştırma hatasından kaçınmaları gerektiğini vurgulayan Boone, hükümetlerin desteğinin sürekli olmaması halinde şirket iflasları ve işsizliğin artacağı uyarısında bulundu. Ekonomide dijitalleşmeye dikkati çeken Boone, hükümetlere “yeşil ekonomi” için daha fazla harcama yapması çağrısı yaptı.
Hürriyet haberine göre; uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, küresel büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etti. Kredi derecelendirme kuruluşunun Küresel Ekonomik Görünüm raporunda, küresel büyüme tahmininin bu yıl için -%4,6’dan -%4,4’e revize edildiği, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından benzeri görülmemiş şekilde etkilenen ekonomik aktivitenin, tahmin edilenden daha iyi bir şekilde toparlandığı belirtildi. Fitch Ratings raporunda küresel ekonominin 2021 yılında %5,2, 2022 yılında ise %3,6 seviyesinde büyüme kaydetmesinin öngörüldüğü bildirildi. Raporda, 2020 yılı için, ABD ekonomisinin büyüme tahmininin -% 5,6’dan -%4,6’ya, Çin ekonomisinin büyüme tahmininin ise %1,2’den %2,7’ye revize edildiği ifade edildi. Öte yandan raporda, Avro Bölgesi, Çin hariç gelişen piyasalar ve İngiltere için bu yıla dair büyüme tahminlerinin aşağı yönlü revize edildiği kaydedildi. 2020 yılı için Avro Bölgesi’nin büyüme tahmininin -%8’den -%9’a, Çin hariç gelişen piyasaların büyüme tahminin -%4,7’den -%5,7’ye revize edildiği belirtilen raporda, İngiltere’nin bu yıla ilişkin büyüme tahmininin ise -%9’dan -% 11,5’e güncellendiği belirtildi. Raporda, Hindistan’ın bu yıla ilişkin büyüme tahminin de 5 puan düşürülerek -%10,5’e revize edildiği kaydedildi. Türkiye ekonomisinin 2020 için büyüme tahminin -%3,9’dan -%3,2’ye revize edildiği belirtilen raporda, bunun bu yılın üçüncü çeyreğinde iç talep ve ihracatta görülen beklentinin üzerindeki artışın yansıması olduğu kaydedildi. Fitch Ratings raporunda ayrıca Türkiye’de imalat sanayi satın alım yöneticileri endeksinin haziran ve ağustos aylarında güçlendiği, ağustos ayındaki hafif gerilemeye rağmen 50 seviyesinin üzerinde kalmaya devam ettiği, bunun da yeni sipariş, üretim ve tüketici talebindeki artışı yansıttığı belirtildi. Türkiye’ye ilişkin 2021 ve 2022 öngörülere de yer verilen raporda, Türkiye ekonomisinin 2021 yılında %5, 2022 yılında ise %4,6 seviyesinde büyüme kaydetmesinin beklendiği kaydedildi. Raporda, Türkiye’de enflasyonun ise bu yıl sonunda %10,8, 2021 yılının sonunda %11, 2022 yılının sonunda ise %11,1 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği belirtildi. Büyüme tahminlerine ilişkin değerlendirmede bulunan Fitch Ratings Baş Ekonomisti Brian Coulton, “Çin şimdiden salgın öncesindeki büyüme seviyesine erişmiş durumda. ABD, Fransa ve İngiltere’de perakende satışları şubat ayındaki seviyelerini geçmiş durumda. Fakat bunun sıkça bahsedilen V şeklinde bir toparlanma olacağı konusunda şüpheciyiz. Avrupa’nın önünde işsizlik şokları var. Şirketler sermaye yatırımlarını azaltıyor ve sosyal mesafe özel sektörün harcamalarını kısıtlıyor.” ifadelerini kullandı.
Dünya haberine göre; Türk ekonomisinin 2020 yılında %3,1 daralacağı ve 2021 yılında %3,7 büyüyeceği yönündeki tahminlerini sürdüren HSBC, 2022 yılında ise Türk ekonomisinin %4,3 büyümesini beklediklerini vurguladı. HSBC, liradaki değer kaybı, artan borçlanma maliyetleri ve bastırılmış dış talep görünümü dikkate alındığında sabit yatırım cephesinde zayıflamanın yılın ikinci yarısında tekrar etmesini beklediklerini belirtirken, “Özel sektör ve kamu tüketimi kısa vadede toparlanmayı yönlendirecek” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin enflasyon resminde bir iyileşme olmadığına da işaret eden HSBC, manşet enflasyonun yıl sonuna kadar çift haneli bölgede kalmaya devam etmesini ve liradaki zayıflığın etkisi ile 2021 yılında ortalama %12,5 olmasını beklediklerini ekledi. Cari işlemler açığının beklendiği gibi ikinci çeyrekte hızlandığına dikkat çeken HSBC, Türkiye’nin cari açığının yıl sonunda 30,7 milyar dolar ile GSYH’nın %4,6’sına ulaşmasını, 2021 yılında ise açığın GSYH’ya oranının %5,8’e yükselmesinin beklendiğini vurguladı. HSBC, temmuz-ağustos dönemindeki güçlü vergi geliri büyümesi sonrasında bütçe açığının GSYH’ya oranına yönelik 2020 tahminini %7’den %5,5’e revize etti. Raporda global ekonomi için 2020 yılı daralma beklentisini %4,8’den 4,1’e revize edern HSBC, 2021 büyüme tahminini %5,1’den 4,7’ye indirdi ve 2022’de büyümenin %3,1 olacağını tahmin etti. Gelişmiş ekonomilerde bu yıl %5,6 daralma, 2021 yılında %4 büyüme bekleyen HSBC, gelişmekte olan ekonomilerin ise bu yıl %2 daralacaklarını ve 2021’de %5,6 büyüyeceklerini öngördü. 2022 yılında ise gelişmiş ekonomilerin %2,3 ve gelişmekte olan ekonomilerin %4,1 büyüyeceğini tahmin etti.
Tüm bu gelişmeler altında, emtia fiyat analizleri aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
Metal-Demir-Çelik :
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Bakır fiyatları Eylül ayını %1.75’lik azalış ile 6.610 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Bakır Stokları ise aynı ay için %85.34’lük artış gösterdi. MetalBulletin analistlerine göre, güçlü ABD dolarına rağmen fiyatlarda büyük düşüşler görülmedi. Çin’in rafine bakırına olan talebinin son zamanlarda yavaşlamış olmasına rağmen, artan fiyatların tabanında sürdürülebilir etmenler yer alıyor ve bu etmenler de fiyatları 7.000 USD’ton’un üzerine taşıyabilir. UBS en ciddi revizyonlardan birini de bakır fiyatı için yaptı. Bu yıl küresel bakır talebinin %4.3 daralacağını ancak gelecek yıl %4 artış göstereceğini öngören kuruluş, Mart 2021 için bakır fiyat tahminini ton başına 6.800 dolardan, 7.100 dolara yükseltti. Citigroup da bakırın hızlı yükselmesini bekleyenlerden. 2020 yılında büyük oranda dengeli bir bakır piyasası beklediğini bildiren Citigroup analistleri; 2021’de ise 300 bin tonluk açığın gelecek 6 ila 12 aylık dönemde fiyatların ton başına 8.000 dolar seviyesine çıkarmasının şaşırtıcı olmayacağını düşünüyor. Çin’deki güçlü talebin yanında, başta Güney Amerikalı üreticiler olmak üzere küresel arzın düşmesi bakır fiyatlarına yukarı yönlü baskı yapmaya devam ediyor. RJ mali hizmetler kuruluşu, bu yıl için ortalama bakır fiyat tahminini, pound başına 2.62 USD olan önceki tahmininden, 2.71 USD’e yükseltti. Önümüzdeki yıl, bakırın libre başına ortalama fiyat tahminini 2,70 USD’den 2.80 USD’e yükselten kuruluş; 2022 yılında ise fiyatların yatay seyir izlemesini bekliyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Alüminyum fiyatları Eylül ayını %1.42’lik azalış ile 1.737 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Alüminyum Stokları ise aynı ay için %6.14’lük azalış gösterdi. Alüminyum alaşım fiyatları ise aynı dönem için %15.34’lük artış ile 1.500 USD/ton oldu. Alüminyum fiyatlarında da revizyona giden UBS, Aralık 2020 fiyat tahminini 1.850 dolardan 1.900 dolara çıkardı. Mart 2021 için beklentisini 1.875 dolardan 1.925 dolara getirdi. MetalBulletin analistlerine göre; geleneksel güçlü talep sezonuna giriliren, Çin alüminyum talebi daha fazla toparlanacak. Mevcut son kullanıcı sektörlerinden, yeni altyapı projelerinden ve ihracat sektöründen gelen talebin bazı artışlar göstermesini bekleyen kuruluş, alüminyum fiyatlarının yakın zamanda geriledikten sonra tekrar yükselebileceğine ve 2020’nin en yüksek seviyesine ulaşabileceğine inanıyor.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Nikel fiyatları Eylül ayını %6.68’lik artış ile 14.385 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Nikel Stokları ise aynı ay için %1.09’luk azalış gösterdi. Outokumpu paslanmaz çelik Ekim ayı prim fiyatlarını; 430 kalite için 11 EUR/ton artış, 304 kalite için 92 EUR/ton artış ve 316 kalite için 153 EUR/ton artış ile açıkladı. MetalBulletin analistlerine göre; Tesla CEO’su Elon Musk’ın Temmuz ayında daha fazla nikel madenciliği için çağrıda bulunduğundan beri nikel fiyatları, elektrikli araç sektöründen gelecek talep beklentileri üzerine spekülatif yükseliş eğilimi yaşadı. Ancak, Tesla hisse fiyatlarının düşmesi ile birlikte bu yükseliş eğitimi zayıfladı. Nikelin mevcut temellerinin, elektrikli araç bataryalarından gelecek %5’lik talep olmadığını savunan analistler; yıllık talebin yaklaşık %70’ini oluşturan paslanmaz çelik sektöründen gelecek olan talebe daha fazla odaklanılması gerektiğini vurguladılar.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Çinko fiyatları Eylül ayını %4.61’lik azalış ile 2.413 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Çinko Stokları ise aynı ay için %2.65’lik azalış gösterdi. MetalBulletin analistlerine göre, arzda görülen kesintiler ile birlikte mevsimsel artan talep fiyatlar üzerinde artış baskısı yaratmaya devam edecek. Çinko fiyatları için Aralık 2020 tahminini 2400 dolardan 2.600 dolara getiren UBS, Mart 2021’de fiyatların 2.700 dolara yükseleceği tahmininde bulundu. Daha önceki beklenti 2.400 dolar/ton seviyesineydi. 2020 yılı sonuna kadar Çinko fiyatlarının 2.600 dolar/ton seviyesine yükseleceğini öngeren Fitch analistlerine göre; 2021 yılı itibariyle görülecek arz fazlası etkisiyle azalma eğilimine giren Çinko fiyatları 2021 yılını 2.250 ve 2022 yılını 2.200 dolar/ton seviyelerinden kapayacak. Analistlere göre, Çin’de üreticiler üzerindeki çevresel kısıtlamaların artması ve inşaat sektöründen gelen talep artışının zayıflamasının çelik üretim artış oranlarını sınırlayacağını, Avrupalı üreticilerin ise düşük çelik fiyatları karşısında üretimlerini azaltacağından dolayı galvaniz için çinkoya olan talebi düşecek.
Londra Metal Borsası (LME) verilerine göre Kurşun fiyatları Eylül ayını %8.88’lik artış ile 1.801 dolar/ton seviyelerinde kapatırken, LME Kurşun Stokları ise aynı ay için %9.63’lük artış gösterdi. Aynı dönem için LME Kalay fiyatları ise %1.90’lık azalış ile 17.463 dolar/ton olurken, LME Kalay stokları %5.51’lik artış gösterdi. MetalBulletin analistlerine göre, yüksek talebin zayıflamasına rağmen, son çeyrekte 1.920 USD/ton seviyelerine gelecek. Analistlere göre, diğer ana metallerle karşılaştırıldığında, üçüncü çeyreğin başından bu yana Kalay fiyatlarındaki yükselişin daha az olmasının başlıca nedeni, yaz aylarında talep koşullarındaki yavaşlama. Ancak analistler, Endonezya’daki arz disiplini, küresel talep toparlanması ve destekleyici reflasyonist makro zemin nedeniyle, Kalay fiyatlarındaki artış eğiliminin önümüzdeki aylarda devam etmesini bekliyor. UBS, kurşun fiyatlarının 2021 yılının ilk çeyreğinde 2.150 dolar olmasını bekliyor.
Demir Cevheri fiyatları, Eylül ayını %4.0’lık azalış ile 119 dolar/ton seviyelerinde kapattı. Citibank analistleri, demir cevheri fiyatlarında yakın zamanda kaydedilen 130 USD/ton fiyatından ılımlı bir düşüş görmeyi beklerken, demir cevheri fiyatlarının yılsonuna kadar 100 – 120 USD/ton aralığında olacağını tahmin ediyor. Analistler, demir cevherinin gelecekte nasıl olacağının çoğunlukla Çin’in çelik talebine bağlı olduğunu öne sürüyor. Citibank’ın ilk senaryosu, çelik talebinin 2020-21’de yıllık %5 oranında artacağını ve demir cevheri fiyatlarının 2021 sonunda 110 USD/ton olması yönünde. İkinci senaryosu ile talebin her yıl %1 azalarak, demir cevheri fiyatlarının 2020 yılı sonunda 80 USD/ton ve 2021 yılı sonunda 60 USD/ton olması. JP Morgan, 2021 demir cevheri fiyat tahminini, daha önceki 100 USD/ton seviyesinden 105 USD/ton seviyesine yükseltti. JP Morgan’a göre demir cevheri fiyatları önümüzdeki 5 yıl boyunca yükseliş eğişimli olacak. İnşaat Noktası haberine göre; Japon Nippon Steel & Sumitomo Metal Corporation, demir cevheri fiyatlarının önümüzdeki Mart ayına doğru düşmesini bekliyor. Ancak, Çin’deki güçlü çelik talebi ve Çin ile Avustralya arasındaki gerginlik nedeniyle küresel arz korkusu fiyatları artırıyor. Şirketin başkan yardımcısı Katsuhiro Miyamoto, Çin’deki güçlü talebe bağlı olarak demir cevheri artışının, dünyanın geri kalanının ekonomisi düşerken Çin dışındaki çelik üreticileri için sorunlara neden olduğunu söyledi. Ancak Miyamoto, Avustralyalı üreticilerin Avustralya’nın siklon sezonu yaklaşırken üretimi artırması nedeniyle demir cevheri fiyatlarının Mart 2021’e kadar düşmesini bekliyor.
Plastik ve Kauçuk :
Eylül ayında yurtiçi plastik piyasasında genel olarak artışlar görüldü. Fiyatlarda ortalama %8.21’lik artış görülürken, en yüksek artış %36.84 ile PVC’de olurken, bunu %10.17 ile ABS, %4.20 ile PE ve %.1.08 ile PP takip etti. PS fiyatlarında ise ortalama %4.08’lik azalışlar görüldü. Dört ABD’li PVC üreticisinin tümü, Ağustos ayında reçine üzerindeki mücbir sebeplere istinaden eylül ayında da fiyat artışı açıkladı. Houston’daki OxyVinyls daha önce yapmış olduğu toplamdaki 8 cent/lb’lik artışa rağmen 29 Eylül’de tekrar 4 cent/lb’lik artış açıkladı. Bundan hemen sonraki gün 30 Eylül’de ise Formosa Plastics, S&P Global Platts tarafından alınan bir müşteri mektubuna göre, “devam eden hammadde kıtlığı ve çeşitli mekanik arızalar ve arızalar” nedeniyle özel PVC için bir mücbir sebep beyanı yayınladı. Chemorbis haberlerine göre; Global PVC piyasaları, özellikle son iki aydır, arz sorunları nedeniyle artış baskısı altında seyrediyor. Süregelen arz sıkışıklığı, Avrupa’nın yurtiçi piyasalarının da artış yönlü kalmasını sağladı. Ancak, söz konusu sıkışıklığın diğer global pazarlarda Avrupa’ye göre çok daha büyük artışlar tetiklediği görülüyor. İtalya ve Kuzeybatı Avrupa’daki spot PVC piyasaları, ilk bakışta, fiyatların dibi gördüğü Mayıs ayından bu yana güçlü bir toparlanma sergilemiş gibi gözüküyor. Ancak rakamlar daha dikkatli incelendiğinde, söz konusu artışın diğer global piyasalarda kaydedilen artışlara kıyasla oldukça soluk kaldığı görülüyor. Çin’in ithal PVC piyasası, Mayıs ayının başında dibi görmesinin ardından yaklaşık %56 arttı. Hindistan’ın ithal piyasası, aynı süreç içerisinde, %64’lük bir artış gördü. Avrupa menşeli PVC’nin kilit ihracat pazarı olan Türkiye’de gümrüksüz mallar için teklifler, Mayıs ayının başında yaşanan dipten bu yana %91 arttı. Türkiye’deki gümrüksüz mallar için ithal teklifler incelendiğinde, söz konusu fark daha da belirgin bir hal alıyor. ChemOrbis Fiyat Endeksi’ne göre, Kuzeybatı Avrupa’daki ortalama yurtiçi PVC fiyatının ABD doları karşılığı, gümrüksüz Avrupa menşeli PVC için CIF Türkiye bazındaki tekliflerine kıyasla 200$/tondan daha düşük seviyede yer alıyor. Avrupa’daki yurtiçi fiyatlar, normal şartlarda Türkiye’nin ithal piyasası üzerinde prim taşımalı. Ancak Türkiye’deki fiyatlar, Avrupa’daki yurtiçi PVC fiyatlarını oldukça geride bıraktı. Avrupa’daki fiyatların daha yavaş artış görmesi nedeniyle, iki piyasa arasındaki fark, geçen hafta tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Çoğu oyuncu, bir dizi planlı ve plansız bakım duruşu neticesinde, arzdaki sıkışıklığın Ekim ayında da sürmesini ve bu durumun ilave artış getirmesini bekliyor. Talepteki toparlanma da fiyatlar üzerindeki yukarı yönlü baskıyı artıran bir diğer etken olarak görülüyor. Önde gelen bir üreticiden bir kaynak, Ekim ayı için halihazırda birçok fiyat sorgusu aldıklarını belirtirken bu istekleri yerine getirmeye konusunda zorlanacaklarını ekledi. Eylül ayını artışlarla kapatan Türkiye PE piyasası Ekim ayını benzer koşullarla karşılamaya hazırlanıyor. Özellikle AYPE ve YYPE için arz sıkışık seyrederken ve Türkiye Çin’in altında işlem görmeye devam ederken, bu durum bir ay daha satıcılara zam talep etmek için destek olacak gibi görünüyor. Ancak takip edilmesi gereken birkaç faktör var ki; bunlar pazarın gidişatını önemli ölçüde etkileyebilir. Arzdaki darlık nedeniyle Çin pazarı özellikle AYPE’de son bir ay zarfında ciddi bir sıçrama kaydetti. Lakin bu hafta ithal PE fiyatlarının yurtiçi pazardan ve Dalian vadeli kontrat piyasasındaki ard arda gelen düşüşlerden hissettiği baskıyla bazı aşağı yönlü düzeltmelere maruz kaldığını belirtmekte fayda var. Türkiye pazarı Çin’deki bu hızlı artışı yakalayamazken, bu durum Türkiye’deki ithal fiyatların Çin’in altına inmesine sebep oldu. Dengeli piyasa koşulları altında, Türkiye’nin nispi olarak daha küçük pazar payı ve navlun farkları dikkate alındığında Çin’e kıyasla primle işlem görmesi gerekirdi. Dünyanın en büyük alıcı ülkesinin altında işlem görüyor oluşu, Türkiye’yi Orta Doğu ve İran gibi iki ana tedarikçi bölgedeki PE satıcıları için artık karlı bir pazar alternatifi olmaktan çıkardı. Bir üretici kaynağı, “Türkiye’deki negatif netback nedeniyle, Orta Doğulu satıcılar mallarını en başta Asya’ya, daha sonra ise ABD’nin boşluğunu doldurmak üzere Güney Amerika ve Afrika’ya yönlendirecektir. Bu nedenle gelecek ay Orta Doğulu tedarikçiler üzerinde büyük bir satış baskısı olmayacaktır,” yorumunu yaptı. Bu, şu anlama geliyor: Halihazırda sıkışık arzın hakim olduğu bir pazarda gelecek ay Türkiye’ye kota ayırmak öncelik olmayabilir. Bu da bir ay daha fiyat artışlarını beraberinde getirecektir. Türkiye’de artış eğilimini dizginleyen bir diğer önemli faktör de Avrupa pazarı oldu. Avrupa’da Ekim ayı için de görünüm, etilen kontratındaki beklenen düşüş nedeniyle stabil ve gevşeme eğilimli. Avrupa’daki zayıflık nedeniyle Türkiye’deki alıcılar Eylül ayı süresince halihazırda Avrupa’dan daha fazla sayıda teklif avantajını değerlendirdi. Hem de önceki aylardan çok daha sık görülen bu teklifler, nispeten rekabetçi fiyatlar da sundu. Öyle ki, düzenli veya düzensiz kaynaklardan verilen bu teklifler genel aralıkların alt sınırlarını oluşturdu. Euronun dolar karşısındaki değer kaybı da Avrupa’dan Türkiye’ye zamların önüne geçti.
Kağıt ve Kereste :
Yurtiçi kağıt fiyatlarında Eylül ayında ortalama %7.47’lik artış görüldü. Yurtiçi üreticilerin satış fiyat listelerini karton kağıtlarda ortalama %2.23 oranında arttırdığı görülürken; testliner ve fluting tarafında Ekim ayı içinde artışlar bekleniyor. Hurda kağıt fiyatlarında Eylül ayında ortalama %7.64’lük artış görülürken, en yüksek artış %42.90 ile hurda karton kağıta görüldü. Yurtiçi kağıt endeksi ise Eylül ayında bir önceki yılın Aralık ayına göre %25.74 ve bir önceki yılın aynı ayına göre %20.98 artış yönünde gerçekleşti. Global piyasalara baktığımızda; NIKKEI ve TOPIX Kağıt Hamuru & Kağıt endekslerinde Eylül ayında ortalama %1.31 oranında artış görüldü. Bu şekilde ortalama endeks bir önceki yılın Aralık ayına göre %17.17 azalış olarak gerçekleşti. Moody’s analistlerine göre, 2020’nin ikinci yarısında normalin üzerinde olan bakım duruşları ile birlikte beklenen arz kesintileri nedeniyle, selülozların büyük bir bölümüde fiyatlar, önümüzdeki yıl, mevcut duruma göre yaklaşık %8 oranında artacak. Üretim kesintilerinin süresi ve artan selüloz talebi etkisi ile fiyatlarda 2021 yılında da yükseliş baskısı olacak. Çin hükümetinin, daha sıkı çevresel düzenlemeler nedeniyle ithal geri dönüştürülmüş elyafı aşamalı olarak kaldırmaya devam etmesi de kağıt hamuru fiyatları üzerinde ilave artış baskısı yaratacak. Bununla birlikte SCA, kahverengi kraftliner fiyatlarını artan talebe istinaden, 1 Kasım’dan itibaren 50 EUR/ton arttıracağını açıkladı. Kağıt hamuru üreticilerinin bahar döneminde planladığı birçok bakımı sonbahara aldıklarını belirten SCA; bu dönemdeki sınırlı kağıt hamuru kapasitesinin yanında, artan selüloz taleplerinin etkisi ile NBSK fiyatlarını 1 Ekim’den itibaren arttırarak 880 USD/ton seviyesinden duyurdu.
Emlak365’in araştırmasına göre, inşaat kereste fiyatları bir süredir fiyat değişikliği yaşamıyor. Piyasalarda arz talep dengesinin korunması, üretimde pandemi sürecinde herhangi bir aksaklık yaşanmaması ve bu alanda çalışma sürecinin devam etmesi fiyatların sabit kalmasında ilk etkenler oldu. Eylül ayında 5×10 ve 10×10 inşaatlık kereste fiyatı 990 TL/m3 olarak; 91×91 inşaatlık kereste fiyatı 820 TL/m3 seviyelerinde işlem görmeye devam etti. Global kereste fiyatları ise Ağustos ayındaki %58.42’lik hızlı yükselişten sonra Eylül ayında benzer hızda %34.03’lük azalış gösterdi. oody’s tarafından küresel olarak derecelendirilen 41 kağıt ve orman ürünü şirketinin konsolide işletme gelirinin önümüzdeki 12 ay içinde %6 ila %8 artacağı bekleniyor. Rusya tüm orman ağaç türlerinin kaba veya işlenmemiş kerestelerinin ihracatına tamamen yasak getiriyor. Putin’in talimatıyla oluşturulan yeni yasa tasarısının 1 Ocak 2022’den itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyor. Söz konusu yasanın, kaçak ve kontrolsüz ağaç kesiminin önüne geçmesi bekleniyor.
Enerji ve Petrol :
EUD haberine göre; meskenlerde kullanılan elektriğin fiyatı %5.6, ticarethanelerde ve sanayide kullanılan elektriğin fiyatı %5.7 artırıldı. Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlenen ve resmi Resmi Gazete’de yayımlanan yeni tarife 1 Ekim’den itibaren geçerli EPDK’nın konuya ilişkin Kurul kararına göre; EÜAŞ tarafından 1 Ekim 2020 tarihi itibarıyla uygulanacak aktif elektrik enerji toptan satış bedeli, dağıtım şirketlerine teknik ve teknik olmayan kayıp enerji satışları ile görevli tedarik şirketlerine yapılan satışlarda kilovatsaat başına 15.4894 kuruş olacak. Dağıtım şirketlerine genel aydınlatma kapsamında yapılan satışlarda ise kilovatsaat başına 29 kuruş olarak uygulanacak. Öte yandan, bu yılın ekim dönemi için tedarik edilen birim enerji miktarı başına öngörülen Yenilenebilir Enerji Kaynaklan Destekleme Mekanizması (YEKDEM) maliyeti revize edildi. Kurul kararma göre, bu yıl için öngörülen YEKDEM maliyeti megavatsaat başına ortalama 104 lira 4 kuruş oldu. Petrotürk haberine göre; BOTAŞ 1 Ekim’den itibaren geçerli olmak üzere, konut, sanayi ve doğal gaz santrallerine uygulayacağı tarifelerde değişikliğe gitmedi. Buna göre BOTAŞ, konut abonelerine vergiler hariç 1,251652 TL/ Sm³ olarak uyguladığı doğal gaz satış fiyatı aynı kalırken, sanayi abonelerine uyguladığı satış tarifesi de vergiler hariç 1,400000 TL/ Sm³ olarak aynı kaldı. BOTAŞ tarafından elektrik üretim santrallerinin gaz çekiş miktarını arttırarak Covid-19 sonrası hızlı bir düşüş yaşayan tüketimi teşvik etmek amacıyla Ağustos ayında uygulamaya koyduğu yüzde 10’luk indirim Ekim ayında da devam edecek. Bu yılın son çeyreğinde doğal gaz ithalat fiyatlarının üçüncü çeyreğe göre yaklaşık 13 dolar düşmesine karşın döviz kurlarında son haftalarda yaşanan artış nedeniyle indirim yapılamadığı ifade ediliyor. Türkiye, bu yılın üçüncü çeyreğinde Rusya’dan aldığı doğal gaz için bin metreküp başına yaklaşık olarak 185 dolar ödedi.
Yurtiçi pompa fiyatları Eylül ayında motorin için %3.59’luk azalış gösterirken, Kurşunsuz Benzin fiyatlarında aylık bazda bir değişiklik olmadı. Bu tabloya göre, motorin ve kurşunsuz benzin fiyatları 2020 yılında ortalama %7.25 oranında azalış gösterdi. AA haberine göre; ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), bu yıla ilişkin petrol fiyatı tahminini yukarı yönlü revize etti. EIA’nın “Eylül 2020 Kısa Dönem Enerji Görünümü Raporu”nda, bu yıl Brent türü ham petrolün ortalama varil fiyatı 41,9 dolar olarak tahmin edildi. Ağustos 2020 raporunda bu öngörü 41,4 dolardı. Yılın ilk çeyreğinde ortalama 50 dolar ve ikinci çeyrekte 29 dolar olarak gerçekleşen Brent türü ham petrolün varil fiyatının, üçüncü çeyrekte 43,9 dolar ve son çeyrekte 44,1 dolar olması bekleniyor. Bu rakamın gelecek yıl 49 dolara yükseleceği öngörülüyor. Raporda, beklentilerin aksine ilerleyen aylarda küresel petrol stoklarının yükseleceğine ve ham petrol üretim kapasitesindeki fazlalığın fiyatlar üzerinde baskı oluşturacağına işaret edildi. EIA, ABD’nin bu yıla ilişkin günlük ham petrol üretim beklentisini ise aşağı yönlü revize etti. Buna göre, ülkenin günlük ortalama ham petrol üretiminin bu yıl yaklaşık 11,4 milyon varil seviyesinde gerçekleşmesi, gelecek yıl ise 11,1 milyon varile düşmesi bekleniyor. Öte yandan, Meksika Körfezi’nde üretimin yeniden toparlanmasının ardından eylülde ABD ham petrol üretiminin 11,2 milyon varil olacağı, 2021’in ilk yarısında ise 11 milyon varilin biraz altında seyredeceği öngörülüyor. ABD, Kasım 2018’de Suudi Arabistan ve Rusya’yı geride bırakarak dünyanın en büyük ham petrol üreticisi olmuştu. Ekonomist haberine göre; uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, 2021’e kadar petrol fiyatlarının varil başına yaklaşık 40 ila 45 dolar arasında olacağını öngörüyor. Moody’s Investors Service tarafından hazırlanan rapora göre, mevcutta negatif pozisyonda olan küresel petrol ve gaz sektörü görünümü, Haziran 2021’e kadar beklenen iyileşmeye bağlı olarak durağan seyire geçecek. Entegre petrol ve gaz şirketleri, bu yılın ikinci çeyreğindeki toparlanma sonrasında rafine ürünlere yönelik artan talepten yararlanacak ancak talep geçen yıla kıyasla 2021’e kadar daha zayıf kalacak. Nisan-haziran döneminden sonra kısmen yükseliş trendine giren petrol fiyatları, 2021 yılına kadar varil başına yaklaşık 40 ila 45 dolar seviyesinde kalacak. Ekonomik toparlanmayla birlikte petrol fiyatları, varil başına Moody’s’in 45-65 dolarlık orta vadeli fiyat aralığına yükselirse, petrol ve gaz sektörü görümünü de pozitif seyire geçecek. Öte yandan, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings dün yaptığı açıklamada, 2022 yılına yönelik ham petrol varil fiyatları öngörüsünü aşağı yönlü revize etmişti. Fitch, 2022 için 53 dolar olan Brent petrolün varil fiyatı tahminini, 50 dolara indirmişti.
Döviz Kurları :
TCMB 30 Eylül 2020 kapanış verilerine göre, USD döviz satış kuru bazında %5.82’lik artış ile 7.7662 TL; EUR döviz satış kuru bazında %4.07’lik artış ile 9.0999 TL oldu. EUR/USD paritesi ise Eylül ayını %1.65’lik azalış ile 1.1717 değerinde kapatmış oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Eylül tarihli Beklenti Anketine göre 2020 yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 7.34 TL iken, bu anket döneminde 7.60 TL olmuştur. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 7.68 TL iken, bu anket döneminde 7.94 TL olarak gerçekleşmiştir. DW Türkçe haberine göre; analistler, küresel ekonomik gelişmelerin yanı sıra Türkiye’de piyasalardaki huzursuzluğun döviz rezevlerinin azalmasıyla ilgili endişeler, AB ile yaşanan Doğu Akdeniz anlaşmazlığı ve enflasyonun da dövizin yükselmesinde etkili olduğunu tahmin ediyor. TCMB’nin yıl sonu %8,9 enflasyon tahminine göre şekillendirdiği para politikası kapsamında politika faizinin enflasyonun altında kalması, TL’nin reel getirisini negatife çekerken, lokallerin döviz ve altına yönelmesine neden oluyor. Global tahminlere baktığımızda; Commerzbank Eylül ayı raporunda EUR/USD parite tahminini 2020’Q4, 2021’Q1, Q2, Q3 ve Q4 için sırasıyla 1.21 1.21, 1.22, 1.23 ve 1.24 olarak açıkladı. CIBC Eylül ayı raporunda ise EUR/USD parite tahmini aynı dönemler için sırasıyla 1.17, 1.17, 1.18, 1.19 ve 1.20 olarak yer aldı. Citibank Eylül ayı tahmin raporuna göre, EUR/USD paritesinin önümüzdeki 1 aylık dönemde 1.1631 – 1.1936 arasında, önümüzdeki 3 aylık dönemde 1.1218 – 1.1936 arasında ve 2020 yıl sonunda 1.0636 – 1.2011 arasında olması öngörülüyor. Commerbank analistleri “Dolar endeksinde ciddi bir hareketlenme bulunuyor. Dolar ile euronun rekabetinde bugüne kadar son dönemlerde euro lehine gelişmeler olmuştu. Ancak bu görünüm şu anda yönünü tamamen değiştirdi. Dolar endeksi euro karşısında değer kazanmaya başladı. Bu tüm para birimlerini etkileyebilecek bir değişimdir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin para birimleri dolar karşısında tutunmakta zorlanacaklar.” Ifadelerini kullandı.
Gıda :
TÜSMOD Gıda Endeksi Eylül ayında bir önceki aya göre %0.08 artarken; bir önceki yılın Aralık ayına göre %6.17 ve bir önceki yılın aynı ayına göre %11.33 artış gösterdi. Eylül ayında Kırmızı Et fiyatlarında %0.59’luk azalış görülürken, balık fiyatlarındaki azalışın etkisi ile Beyaz Et fiyatları %7.59 azalış gösterdi. Mevye ve sebze fiyatları ise sırasıyla %4.71 ve %0.93 artış şeklinde değişti. İTO tarafından Eylül 2020 döneminde İstanbul’da perakende fiyatı en fazla artan ve azalan harcama kalemleri açıklandı. Buna göre, İTO’nun İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi’nde yer alan 242 üründen 116’sında artarken, 28’inde düştü, 98’inde ise değişmedi. Gıda Harcamalarında %18.09 ile Patlıcan en yüksek artış gösterirken, bunu %14.12 ile Taze Fasulye ve %13.89 ile Yeşil Soğan izledi. Gıda harcamaları yaş kuru sebze ve meyveler alt grubunda yer alan Erik, Eylül ayında %16.45 gerileyerek fiyatı en fazla azalan ürün olarak kayıtlara geçti. Fiyatında azalış izlenen diğer ürünler; %15.48 ile Limon %7.59 ile Armut, %6.46 ile Patates ve %4.76 ile Yaş Üzüm oldu.
BloombergHT haberine göre; FAO’nun küresel gıda fiyatları Eylül ayında %2,1 artarak son dört aylık yükseliş trendini sürdürdü. Buna göre, FAO Gıda Fiyat Endeksi, yıllık bazda %5 yükselerek 97,9 seviyesine ulaştı. Endeksin alt başlıklarına bakıldığında, bitkisel yağ ve tahıl grubundaki fiyat hareketleri dikkat çekti. FAO Tahıl Fiyat Endeksi, aylık bazda %5,1 artarken, yıllık bazda %13,6 yükseldi. Borsada işlem gören buğday fiyatlarındaki artış, Güney Yarımkürede üretim beklentileri ve Avrupa genelindeki kışlık buğday ekimlerini olumsuz etkileyen kurak hava koşulları ve küresel ticarete yönelik endişeler tahıl fiyatlarındaki artışın ardındaki ana sebepler arasında gösteriliyor. Mısır fiyatları da Avrupa Birliği’ndeki üretim beklentilerinin düşmesi ve ABD’deki lojistik arzının aşağı yönlü revizyonuna tepki olarak benzer bir yükselişe sahne oldu. Uluslararası sorgum ve arpa fiyatları da artarken, pirinç fiyatları geriledi. FAO Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi ise Eylül’de aylık bazda %6 yükseldi. Palm yağı, ayçiçeği tohumu ve soya tarafındaki güçlü küresel talep ile birlikte fiyatlar son 8 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. FAO Et Fiyat Endeksi, yaban domuzları arasında Afrika domuz humması (ASF) tespit edildikten sonra Çin’in Almanya’dan domuz eti ithalatını yasaklama kararından kısmen etkilenerek Ağustos ayına göre %0,9 düştü. FAO Süt Ürünleri Fiyat Endeksi ise tereyağı, peynir ve yağsız süt fiyatlarındaki ılımlı artışlar, tam yağlı süt tozu tekliflerindeki düşüşle telafi edildiğinden, ay boyunca neredeyse değişmedi. FAO Şeker Fiyat Endeksi, Hindistan’daki önemli bir üretim toparlanmasının ve Brezilya’da beklenen güçlü üretimin etkisiyle önümüzdeki sezon küresel şeker üretimi fazlası beklentilerine tepki olarak %2,6 geriledi. AO, ayrıca dünya tahıl üretimi için yeni tahminlerini de yayınladı. Geçen ayın tahminlerini aşağı yönlü revize eden FAO, 2020 yılı tahıl üretim tahminini 2 milyar 762 milyon ton olarak açıkladı. Söz konusu tahminler hala tüm zamanların en yüksek seviyesine ve önceki yılın üretiminden %2,1 daha yüksek bir rekolte öngörüsüne işaret ediyor. FAO’nun Tahıl Arz ve Talep Özeti’nde öne çıkan yeni değerlendirme, birkaç büyük üretici ülkedeki mısır mahsulleri üzerindeki hava etkilerine bağlı olarak önceki rapora göre %0,5 düşüşe işaret ediyor ve 1 milyar 488 milyon tonluk küresel iri taneli tahıl üretimi beklentilerini ortaya koyuyor ve arpa tarafında umutları artırıyor. 2020 için küresel buğday üretimi, Avustralya’daki elverişli hava koşullarının da etkisiyle şu anda 765 milyon ton olarak öngörülüyor. Dünya pirinç üretimi tahminleri de geçen aya göre bir değişlik göstermedi ve 509.1 milyon ton ile rekor seviye öngörüsü korunuyor. 2020/21 döneminde dünya tahıl kullanımının, bir önceki yıla göre yüzde 2 yükselerek 2 milyar 744 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Tüketimin yarısından fazlası, şu anda 1 milyar 477 milyon ton olarak tahmin edilen iri taneli tahıllar tarafında beklenirken, buğday tüketimi 757 milyon ton olarak öngörülüyor. Söz konusu öngörülerde Çin ve Hindistan’daki artan tüketim talebine dikkat çekiliyor. Küresel pirinç tüketiminin 510,5 milyon tonluk yeni bir rekora ulaşması bekleniyor. Dünya tahıl stoklarının 2021 sezonunun sonunda 890 milyon ton olacağı tahmin ediliyor ve bu, Çin’deki artan buğday stokları ile rekor seviyeye işaret ediyor. Yeni tahminler doğrulanırsa, 2020/21 döneminde dünya tahıl stoklarının kullanım oranı%31,6 olarak tahmin ediliyor. Söz konusu oran, 2019/20’daki seviyeden kısmen daha düşük olsa da tarihsel açıdan nispeten yüksek olarak yorumlanıyor. Küresel hububat ticaretinin de 2020/21 döneminde tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 448 milyon tona ulaşması bekleniyor. Bu da bir önceki yıla göre %2,4 artışa işaret ediyor.
Yurtiçi Fiyat ve Maliyet Endeksleri :
TUİK verilerine göre, 2020 yılı Eylül ayı sonu itibariyle TÜFE ve Yİ-ÜFE ortalaması bir önceki aya göre %1.81; bir önceki yılın Aralık ayına göre %10.89 ve bir önceki yılın aynı ayına göre %13.04 artış olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre; Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE), 2020 yılı Eylül ayında bir önceki aya göre %2,65, bir önceki yılın Aralık ayına göre %13,44, bir önceki yılın aynı ayına göre %14,33 ve on iki aylık ortalamalara göre %7,71 artış gösterdi. Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında %16,87, imalatta %15,52 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %2,62 azalış ve su temininde %13,25 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında %17,91, dayanıklı tüketim malında %19,72, dayanıksız tüketim malında %12,74, sermaye malında %21,09 artış; enerjide %4,23 azalış olarak gerçekleşti. Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taşocakçılığında %2,29, imalatta %2,83, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında %0,19 ve su temininde %1,96 artış olarak gerçekleşti. Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında %3,63, dayanıklı tüketim malında %2,63, dayanıksız tüketim malında %1,75, sermaye malında %2,90 artış; enerjide %0,01 azalış olarak gerçekleşti. Yıllık en fazla azalış; %13,73 ile tütün ürünleri, %12,77 ile kok ve rafine petrol ürünleri, %2,62 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme olarak gerçekleşti. Buna karşılık metal cevherleri %46,21, diğer mamul eşyalar %32,35, ana metaller %25,87 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu. Aylık azalış; %1,66 ile kok ve rafine petrol ürünleri alt sektöründe gerçekleşti. Buna karşılık ana metaller %5,74, ham petrol ve doğal gaz %5,69, bilgisayarlar ile elektronik ve optik ürünler %4,49 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
TÜSMOD Emtia Fiyat Endeksi | Commodity Price Index |YTD 2020’09 Excel olarak indirmek için tıklayınız.
Tüm meslektaşlarımıza TÜSMOD Ailesi olarak başarılar dileriz.
Saygılarımızla,
TÜSMOD Yönetim Kurulu